
Nazilerin toplu imha politikasına en çok hedef olan uluslardan biri de Polonyalılardır. II. Dünya Savaşı boyunca Naziler toplam 6 milyon Polonya vatandaşını öldürmüşlerdir. Bunların 3 milyonu Yahudi, diğer 3 milyonu ise Katolik Polonyalılardır. Ancak Katolik Polonyalıların dramı, çoğu kez unutulmakta veya göz ardı edilmektedir.
Hitler'in Polonyalılara olan nefreti, hem onları kendince "aşağı insanlar" (Untermenschen) olarak kabul etmesi hem de Almanların "yaşam alanını" (Lebensraum) işgal ettiklerini düşünmesinden kaynaklanıyordu. Bu nedenle ilk askeri saldırısını da Polonya'ya karşı başlattı. 22 Ağustos 1939 günü, Alman Orduları aniden Polonya'yı işgal etmeye başladılar ve zaten bu da II. Dünya Savaşı'nın başlangıcı oldu. Hitler işgalden birkaç gün önce komutanlarına şu emri vermişti: "Hiç acımaksızın, Polonya kökenli veya Lehçe konuşan tüm erkekleri, kadınları ve çocukları öldürün. Sadece bu şekilde ihtiyaç duyduğumuz yaşam alanını elde edebiliriz." (Terese Pencak Schwartz How Could 5.000.000 Be Killed and Forgotten?, based on The Forgotten Holocaust by Dr. Richard C. Lukas. )
Nazi orduları Polonya'yı birkaç haftada tamamen ele geçirdiler ve Hitler'in emri uyarınca sistemli bir soykırıma giriştiler. Tüm toprak sahipleri mallarından edildi ve karne uygulaması getirildi. Alman ırkına benzer özellikler taşıyan Polonyalı çocuklar ailelerinden zorla alındı ve asker olarak eğitilmek için Almanya'ya gönderildi. Buna karşın Polonya'nın entelektüel kesimine karşı tam bir katliam başladı. Yüzlerce cemaat lideri, belediye başkanı, bürokrat, rahip, öğretmen, hakim, senatör ve doktor halk önünde idam edildi. Diğer on binlerce eğitimli insan toplama kamplarına gönderildi ve buralarda yaşamını yitirdi. Savaş boyunca Polonya doktorlarının %45'ini, avukatlarının %57'sini, öğretim üyelerinin %40'ını, teknisyen ve mühendislerinin %30'unu ve din adamları ile gazetecilerinin çok büyük bölümünü kaybetti.
Hitler bir yandan da Polonya kültürünü yok etmek istiyordu. Tüm ortaokullar ve kolejler kapatıldı. Lehçe yayın yapan tüm gazeteler kapatıldı. Kütüphaneler ve kitap dükkanları yakıldı. Polonya kültürüne ait tüm yazılı kaynaklar ve sanat eserleri tahrip edildi. En çok da Polonyalı din adamları hedef alındı. Kiliseler ve diğer dini kurumlar yakılıp-yıkıldı. Rahiplerin büyük bölümü tutuklanarak toplama kamplarına gönderildi. Cadde ve şehir isimleri bile değiştirildi; eski Lehçe isimlerin yerine yeni Almanca isimler verildi. Hitler, Polonya'ya ait olan herşeyi yok etmek istiyordu.
Sonuçta Naziler tam 6 milyon Polonya vatandaşını katlettiler. Bunların yarısını Yahudiler, diğer yarısını da Katolik Polonyalılar oluşturuyordu. Auschwitz ve diğer ölüm kamplarında ilk hayatını kaybedenler, söz konusu Katolik Polonyalılardı.
Tarihçi Richard C. Lukas, "o kadar çok Polonyalı toplama kamplarına gönderilmiştir ki, neredeyse her Polonyalı ailenin bu kamplarda işkence görmüş veya öldürülmüş bir yakını vardır" diye yazmaktadır. (http://www.holocaustforgotten.com/Lucaire.htm )
Polonyalı Katolikler dışında, Almanya'daki pek çok dindar Katolik, özellikle de rahipler Nazi soykırıma hedef olmuşlardır. Hıristiyanlıktan nefret eden ve Alman toplumunu Hıristiyanlık öncesi putperest kültüre döndürmek isteyen Naziler, Katoliklere baştan beri antipatiyle bakmışlar, iktidara geldikten sonra da pek çok din adamını toplama kamplarına göndermişlerdir. Dachau toplama kampında din adamları için özel bir bölüm oluşturulmuş ve buraya binlerce rahip gönderilmiştir. Bu insanların çok azı kurtulabilmiştir; bazıları vurulmuş, çoğu da hastalık veya açlıktan yavaş yavaş ölerek can vermiştir. Aynı şekilde Yehova Şahitleri de, Nazi Almanyası'na bağlılık yemini etmeyi inançlarına aykırı buldukları için, Almanya'da veya Almanya'nın işgali altındaki bölgelerde yakalanmış, toplama kamplarına gönderilmiş ve katledilmişlerdir. (Who Were the Five Million Non-Jewish Victims?http://www.holocaustforgotten.com/fivmil.htm
)