
Evrimciler teorilerini ayakta tutabilmek ve teorinin temel iddialarını destekleyebilmek için tarih boyunca pek çok sahtekarlık yapmışlardır. Darwinistler şüphelerin ancak bu şekilde giderileceğini düşünürler, çünkü bir yerden sonra boş sözlerin, demagojilerin değerini kaybettiğinin onlar da farkındadırlar. İnsanlar evrim teorisini savunanlardan bir delil, belge beklemektedirler. Onların bu beklentilerine Darwinistler'in verebilecekleri tek cevap ise işte bu sahte delillerdir. Çünkü hayali bir süreç olan evrimi savunmanın başka herhangi bir yolu yoktur. Bilimsel bulgular evrimi çürüttüğüne göre geriye tek yol olarak sahtekarlıklara başvurmak kalır. Ya bulgular gizlenir veya imha edilir ya da bunlar çarpıtılarak sanki evrim teorisini destekliyorlarmış gibi gösterilir. İşte tamamen dayanaksız olan evrim teorisini ayakta tutabilmek için yapılabilecek yegane çaba, ancak bunlar olacaktır...
Bunlardan biri öne sürdükleri sözde "maymun-insan" imajını destekleyebilmek için başvurdukları hayali çizimlerdir. Bu amaçla ellerine fırçaları alıp hayali yaratıklar çizer, bilgisayarlarda yeni maymun-insan tasarımları yaparlar. Fakat bunu yaparken ilham aldıkları tek kaynak hayalgüçleridir, çünkü ellerinde herhangi bir bilimsel kaynakları yoktur. Bu nedenle de teorilerini destekleyecek delilleri kurgulamaya başlarlar. Allah'ın yaratışındaki kusursuz güzellikleri ortaya koyan gerçek iman hakikatlerine karşı, Darwinistler de kendi dinlerinin sahte iman hakikatlerini oluştururlar.
Bunun da ötesinde, Darwinistler geçmişte çok daha somut ve bilim tarihine birer skandal olarak geçen sahtekarlıklar da yapmışlardır.
Örneğin 1912 yılında ortaya atılan ve 1953 yılına kadar tüm dünyayı aldatan Piltdown Adamı kafatası, bir evrimci tarafından insan kafatasına organgutan çenesi monte etmek suretiyle üretilmiş sahte bir bir fosildir. Sahte kafatasının dişleri, insana ait olduğu izlenimini vermek için sonradan özel olarak eklenmiş ve sıralanmış, eklem yerleri de törpülenmiştir. Daha sonra da bütün parçalar, eski görünmeleri için potasyumdikromat ile lekelendirilmiştir. Bu fosili dünyanın en ünlü müzesi unvanını taşıyan British Museum'da 40 yıl boyunca sergileyen evrimciler, bu 40 yıl boyunca tüm bilim dünyasını aldatmışlardır. (Ayrıntılı bilgi için Bkz. Evrim Aldatmacası, Harun Yahya)
Bir başka ilginç sahtekarlık, Darwin'in çağdaşı ve arkadaşı Alman biyolog Ernst Haeckel'in imzasını taşımaktadır. Haeckel, ortaya attığı "Bireyoluş Soyoluşun Tekrarıdır" (Ontogeny Recapitulates Phylogeny) teorisini desteklemek için, balık ve insan embriyolarını birbirine benzer gösteren sahte çizimler yapmıştır. Embriyoların resimlerine bazı eklemeler yapmış, bazı kısımları ise çıkarmıştır. Bunun ortaya çıkmasından sonra yaptığı savunma ise, diğer evrimcilerin de benzeri sahtekarlıklar yaptığını belirtmekten başka bir şey değildir:
Bu yaptığım sahtekarlık itirafından sonra kendimi ayıplanmış ve kınanmış olarak görmem gerekir. Fakat benim avuntum şudur ki; suçlu durumda yanyana bulunduğumuz yüzlerce arkadaş, birçok güvenilir gözlemci ve ünlü biyolog vardır ki, onların çıkardıkları en iyi biyoloji kitaplarında, tezlerinde ve dergilerinde benim derecemde yapılmış sahtekarlıklar, kesin olmayan bilgiler, az çok tahrif edilmiş şematize edilip yeniden düzenlenmiş şekiller bulunuyor. (Francis Hitching, The Neck of the Giraffe: Where Darwin Went Wrong, New York: Ticknor and Fields 1982, s. 204. )
Bu sahtekarlıklar ilk anda akla gelen ve basına yansıyanlardan sadece birkaç tanesidir. Fakat evrim tarihi incelendiğinde daha pek çok sahtekarlıkla karşılaşılacaktır: sahte çizimler, hayali rekonstrüksiyonlar, fosillerde yapılan tahrifatlar… Bu sahtekarlıkların amacı ise bilimsel gerçeklerden kendine destek bulamayan bu teoriye bir şekilde destek olabilmek, onu olabildiği kadar yaşatabilmektir. Bu sahtekarlıklar evrimin dogmatik bir din, evrim savunucularının da batıl dinlerini savunmak için herşeyi göze alan fanatik bağlılar olduklarının çok önemli bir delilini oluşturmaktadır.